Çin Medya Grubu’ndan (CMG) Yazar Zhi Wuyan, yazısına göre Kısa süre önce başkent Beijing’de sona eren Çin-Afrika İşbirliği Forumu’nda, Çin ve 53 Afrika ülkesi “Her Koşuldaki Kader Birliğinin Oluşturulmasına İlişkin Beijing Deklarasyonu”na imza attılar. Afrika ülkeleri, Çin tarzı modernleşme sürecinin kendilerine yeni gelişme fırsatlarını getireceğini savundular.
Birçok batılı yayın organı Çin-Afrika İşbirliği Forumu’nu şöyle değerlendirdi: “Çin’in Afrika’ya yaptığı yatırımlar nedeniyle, Afrika ülkeleri borç tuzağına düştü.” Ancak, batı basını Çin ve Afrika ülkeleri arasındaki işbirliğinin çok kuvvetlendiğini de kabul etmek zorunda kaldılar. Acaba batılı ülkeler, Çin’le olan işbirliğinin Afrika ülkelerinin kendi arzusu olduğunu düşündü mü?
2000 yılında İngiltere merkezli “The Economist” dergisinin kapağında, “Umutsuz Bir Kıta” yer aldı. 2000 yılında kurulan Çin-Afrika İşbirliği Forumu Afrika kıtasının kalkınması için yeni bir sayfa açtı.
Çin, Afrika ülkeleriyle işbirliği sürecinde her zaman samimiyet davrandı.
Son yıllarda Çin ile Afrika ülkeleri arasında gerçekleştirilen “10 Büyük İşbirliği Planı”, “8 Eylem” ve “9 Proje” gibi önemli işbirliği projelerinde büyük ilerleme kaydedildi.
Siyasi sistem, ekonomik yapı, dinayet ve kültür alanlarında kendine has özellikleri olan Çin ve Afrika ülkeleri, işbirliği için fikir ayrılıklarını bir kenara koyar ve karşılıklı saygı ilkesini uygular.
Örneğin; Çin ve Afrika ülkeleri tarımsal işbirliğini 1990’lı yıllarda başlattı. Çinli tarım teknisyenleri, mantar yetiştirme teknolojisi olarak bilinen “Juncao” teknolojisini 40’tan fazla Afrika ülkesinde yaygınlaştırdı. “Juncao” teknolojisinden faydalanan yüz binlerce Afrikalı köylü, mantar üretip satarak kâr elde etti. Benzer şekilde, Çin’in hibrit pirinç teknolojisi ile bazı Afrika ülkelerinde hektar başına ortalama çeltik üretimi 2 tondan 7,5 tona yükseldi.
Wuyan’ın yazısında şu ifadeler de yer aldı:
“Afrika ülkelerindeki kültür ve dinayet işlerine saygı gösteren Çinli tarım teknisyenleri, yerel yetkili ve köylülerle sağlam dostluk ilişkilerini kurdu. Çin’in tarımsal teknolojileriyle Afrika’daki doğal kaynaklar geliştirildi ve kazan-kazan ilkesi yerine getirildi.
Çin ile Afrika arasındaki tarımsal işbirliği, yalnız gıda yardımıyla sınırlı kalmadı, adalet ve kazan-kazan ilkeleri temelinde gerçekleştirilen teknolojik işbirliği oldu. Çin ve Afrika ülkeleri, uzun bir vadede bu teknolojik işbirliğinden fayda görecekler.
Afrika halkları, kendi kalkınma yollarının seçiminde söz hakkına sahiptir.
Lesotho Krallığı Ulusal Meclisi Başkanı Teghange Sekamane açıklamasında, “Çinliler bizi zorlamaz ve baskıcı bir tutum almaz. Çinlilerin hoşgörülü davranışları bende derin izler bıraktı.” ifadesini kullandı.
Aslında, Afrika ülkelerinin modernleşme süreci batılıların kıtaya ayak basması ile başladı. Ancak, bu modernleşme girişimlerinin esas amacı batının sömürgeci hesaplarıydı. Geçen asırda, Afrika’da birkaç tane kaliteli karayolu inşa edildi. Ancak birbirine bağlı olmayan bu karayollarından sadece batılı sömürgecilerin inşa ettiği limanlara gidilebiliyordu.”
Şu an, Çin Afrika’daki tüm kara ve demiryollarını birbirine bağlamak için çaba gösteriyor. Gelişmiş altyapı tesisleri sistemi Afrika’nın uzun vadeli kalkınması için çok faydalı olacak. Çin de Afrika’nın kalkınmasından faydalanacak. Şu ana kadar, Çinli şirketler Afrika ülkelerinde 10 bin km demiryolu, 100 bin km karayolu, bin kadar köprü, yüz kadar liman ve 66 bin km elektrik iletim hattı inşa etti. Afrika ülkelerinin ekonomik gelişmesinin hızlandırılmasıyla, Çin’in Afrika ülkeleriyle altıyapı tesisleri alanındaki işbirliği daha da güçlenecek.
Yazar Wuyan’a göre Çin’in Kenya’yla işbirliği yaparak inşa ettiği Mombasa–Nairobi Demiryolu’yla, Kenya’da 74 bin kişi için istihdam olanağı sağlandı. Bunun yanı sıra 2 bin 800’den fazla mühendis ile teknisyen yetiştirildi. Üzerinde “Ülkemizi Bağlayarak Refaha Ulaşalım” sloganı yazılan trenler, Kenya’nın ekonomik gelişmesinin de lokomotifi oldu. Kenya Senatosu Başkanı Amassen Ginger yaptığı açıklamada, Çin’in Afrika kıtasının modernleşme sürecine katkıda bulunurken barış ve adaleti de getirdiğini ifade etti.
Batı medyası daha önce şöyle bir yorum yapmıştı: “Çin’in Afrika ülkeleriyle işbirliği yapmasının tek amacı, Afrika’yı damping pazarı ve ucuz hammadde kaynağı olarak kullanmaktır.” Ancak, gerçekler batı medyasının bu iddiasının asılsız olduğunu kanıtladı. Çinlilerin Afrika ülkeleriyle işbirliği sürecinde hayata geçirdiği “karşılıklı saygı ve ortak refah” ilkesi, Afrika’da yaygın olan Ubuntu Felsefesi’nde uygulanan “Dünya İnsani Tutumla Yönetilmeli” ilkesiyle de uyumludur.
Hibya Haber Ajansı