Geleneksel yöntemlerle erbane üretimine devam eden usta Yunus Yoldaş, bu kültürel mirası gelecek nesillere aktarmak için büyük bir çaba harcadığını vurguladı.
Yoldaş, erbane yapım sürecini şu şekilde anlattı:
“Mezopotamya kültüründe erbane yüzyıllardır var olan bir enstrüman. Bu sanat, bana babamdan, ona da ustasından ve dedemden kaldı. Öncelikle işlenmiş hayvan derisini kullanıyoruz. Koyun gibi hayvanların derileri kullanılabiliyor ancak en çok oğlak derisi tercih ediliyor. Çünkü sesi ve tınısı daha güzel. Kasnaklarda ise ceviz ve meşe gibi ağaçlar kullanıyoruz. İran’da bu enstrüman ‘def’ olarak bilinse de kasnağın inceliği nedeniyle farklı bir tınıya sahip. Güneydoğu’da kullanılan erbanelerin kasnakları daha kalın olduğu için burada çıkan sesler daha dolgun ve yaygın oluyor.”
Erbane yapımında deriyi suya batırarak nemlendirdiklerini belirten Yoldaş, bu işlemin germe ve kurutma aşamalarında önemli olduğuna dikkat çekti. Yoldaş, “Deriyi nemlendirerek gerdikten sonra kasnağa zımbalıyoruz. Daha sonra kurumasını ve sertleşmesini bekliyoruz. Ülkenin her yerinden erbane talebi alıyoruz. Ancak deriyi, enstrümanın kullanılacağı bölgeye göre işliyorum çünkü derinin tepkimesi iklim koşullarına bağlı olarak değişiyor" dedi.
Erbanenin üzerine özel desenler işleyerek farklı tasarımlar yaptıklarını ifade eden Yoldaş, bu kültürel mirası yaşatmanın önemine vurgu yaparak “Erbane, bu kültürde yıllardır olduğu gibi, sonraki nesillere de aktarılmalı. Biz de bu sanatın unutulmaması için elimizden geleni yapıyoruz" ifadelerini kullandı.
Hibya Haber Ajansı