Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
Sosyal Medya

Eski milli halterci Artuç: Türk halteri şimdiki konumuna Naim Süleymanoğlu sayesinde geldi

MERVE İŞEN – TARİH – HİBYA – Eski milli halterci Sedat Artuç, Türk halterinin bulunduğu konuma Naim Süleymanoğlu sayesinde geldiğini söyledi.

Bu haberin fotoğrafı yok

Spor yaşantısında yer aldığı müsabakalardan 3 altın, 3 gümüş ve 2 bronz olmak üzere toplamda 8 madalya kazanan, 1997-2009 yılları arasında birçok turnuvada ter döken Artuç'un en dikkati çeken başarıları dünya şampiyonasında gümüş, Atina'da düzenlenen 2004 Yaz Olimpiyatları'nda bronz madalya kazanması oldu.

Eski milli halterci Artuç, spor hayatına nasıl başladığını, neler yaşadığını ve şu an Türkiye'deki halter sporunun gidişatı hakkındaki düşüncelerini Hibya Haber Ajansı’na anlattı.

Haltere 1991 yılında İzmir'de, Mızrak Baba antrenörlüğünde başladığını, kendisini annesinin teşvik ettiğini belirten Artuç, ''Tabii o zamanlar Naim Süleymanoğlu ülkeye yeni gelmişti. Halterin bayağı reklamı olmuştu. Annem de 'sen de git, bir Naim ol' dedi bana. Aslında ben futbola yazılacaktım.'' dedi.

Artuç, podyuma her çıktığında, özellikle yurt dışı müsabakalarında hayalinin hep İstiklal Marşı'nı okutmak olduğuna işaret ederek, hissiyatını şöyle anlattı:

''Podyuma çıkarken ilk düşüncemiz, ülkemizi en iyi şekilde temsil etmek oluyordu. Başarılar kazanıp, İstiklal Marşımızı okutmak için mücadele ediyorduk. Tabii podyuma çıkmak her sporcu için bir duygu yoğunluğu oluşturuyor. Çünkü arkanızda 80 milyon var. Ve onlara karşı borçlu gibi hissediyorsunuz. Bu nedenle elimizden geleni yapıp en iyi kiloyu kaldırmak ilk hedefimiz oluyordu.''

27 yıllık halter hayatımda birkaç kere sıfır çektim

Sedat Artuç, 27 yıllık spor yaşamı boyunca birkaç kere ''sıfır çekmesinin'' nedeninin  sakatlıklar olduğunu vurguladı.

Sakatlıklara rağmen yarışmaya gittiğini,  sakatlıkların önüne geçemediğini dile getiren Artuç, ''Bu nedenle, yarışma esnasında ağrılarım çok olduğu için haklarımı değerlendiremedim.'' dedi.

Artuç, ailesinden ayrı olarak 6 ay boyunca sabah, akşam antrenman yaptığını ve sıfır çektiğini, bu emeklerinin boşa gittiğini düşünerek çok üzüldüğünü ifade ederek, şöyle konuştu:

''Sıfır çektiğimizde, hem ülkemizi iyi şekilde temsil edemiyoruz, hem de talihsiz bir sakatlık yaşayabiliyoruz. Fakat bu durumlar, bize spor hayatımız boyunca her zaman tecrübe oldu. Her sporcu halter yaptığı sürece sakatlıkla veya sıfır çekmeyle karşılaşabiliyor. Bunlar da bizim için tabii ki üzücü oluyor, çünkü istemediğimiz bir durum. Keşke her şey dört dörtlük olsa.''

Hedefim Olimpiyat şampiyonluğuydu 

Halterci Artuç, hedefinin Olimpiyat şampiyonluğunu kazanmak olduğunu, fakat rakibinin Halil Mutlu olduğunu anımsattı. 

Olimpiyat şampiyonluğu konusunda en büyük talihsizliğinin Halil Mutlu ile yarışması olduğuna işaret eden Artuç, şöyle devam etti:

''Tabii ki Halil Mutlu ile yarışırken en büyük avantajım da İstiklal Marşımızın garanti olmasıydı. O da beni çok mutlu ediyordu, çünkü kürsüye beraber çıktığımız zaman İstiklal Marşımız direkt okunuyordu. Gönül isterdi Olimpiyat şampiyonu olmak, ama Halil Mutlu da ülkemizi en iyi şekilde temsil etti. Beraber yıllarca yarıştık. Her türlü gururu da beraber yaşadık, ama şu ana kadar kapasitem olarak elimden gelen her şeyi yaptım. Neticede Olimpiyat şampiyonu olmak her sporcunun hayalidir.''

Eski milli halterci Artuç, Atina'daki 2004 Yaz Olimpiyatları kapsamında yaşadığı olayı şöyle aktardı:

''Yanılmıyorsam 2004’de rakibim Vitali Dzerbianiou Derbenev vardı. O da hemen hemen en sağlam haltercilerden birisiydi. Onunla kıran kırana bir yarışmamız geçti. En son ben kaldırırsam Avrupa Şampiyonu oluyordum. Yani omuzlarınızda o kadar yük var ki o kadar streslisiniz ki yaparsanız şampiyon, yapamazsanız ikinci oluyorsunuz. O an elimden gelenin en iyisini yapmaya çalıştım. Kiloyu kaldırdım ama inanın nasıl kaldırdığımı hala hatırlamıyorum. Bir anda bir güç geldi gerçekten. Aslında yapamayacağım bir kiloydu, ama yaptım.''

Artuç, halterin geleceğine yönelik düşüncelerini şöyle açıkladı:

''Teknoloji çağındayız. Bütün çocukların hepsinin elinde telefon var. Teknolojiye daha uyumlular. Sürekli odalarında ve evlerindeler. Spora pek bir eğilim yok o yüzden. Ben beden eğitim öğretmeniyim. Tayinim çıktığımda okul müdürüyle direkt konuştum, kendim gibi Avrupa şampiyonları yetiştirmek istediğimi söyledim. Sağ olsun o da bana bir salon verdi. Sığınak gibiydi, kendim boyadım, düzenledim, malzeme getirdim, bütün şartları oluşturdum ve o okuldan yaklaşık 6 yılda 3 tane Avrupa şampiyonu sporcu çıkardım. En büyük hedefim Olimpiyatta madalya alacak sporcu yetiştirmek.''

Türk halteri buralara Naim Süleymanoğlu sayesinde geldi

Eski milli sporcu Sedat Artuç, yurt dışında doğup, daha sonra milli formayı giyen Naim Süleymanoğlu, Halil Mutlu, Hafız Süleymanoğlu, Ekrem Celil gibi isimlerle bir ayrımcılık durumu yaşamadığını, aralarında ağabey kardeş ilişkisi olacak kadar yakın olduklarını söyledi.

Türk halterinin yurt dışından gelen göçmen sporculardan çok şey öğrendiğini vurgulayan Artuç, düşüncelerini şöyle açıkladı:

''Türk halteri buralara kadar geldiyse, Naim Süleymanoğlu sayesinde gelmiştir. Çünkü Naim Süleymanoğlu'nun antrenmanı, antrenman programı, disiplini, spora alakası bunların hepsi zaten analiz edilmiştir. Bizler onları örnek alarak her zaman antrenman yaptık. Hiçbir zaman dışlama gibi bir şey olmadı. Zaten olsaydı, ben Halil Mutlu ile Olimpiyatlara beraber katılamazdım. Milli takımlarda ben bu durumla ilgili kendi şahsıma hiçbir şekilde ayrımcılık görmedim. Tam tersi birbirimize yıllarca hep destek vermişizdir.''

Halil Mutlu ile yarıştığı dönemlerde, Mutlu'ya karşı pozitif ayrımcılık yapıldığına yönelik iddialara yanıt veren Sedat Artuç, şunları dile getirdi:

''Halil Mutlu ile yarıştığım zaman ikinci planda kaldım, çünkü Halil Mutlu, dünyanın en iyi haltercilerinden biri. Bir Naim Süleymanoğlu, iki Halil Mutlu. Bunun üzerine zaten başka isim yok. Bizim Türk halkı biraz duygusal olduğu için, tahminimce Halil Mutlu’nun Bulgaristan’da gelmesi, benim de Türkiye’de yetişip, müsabakalara katılmam nedeniyle, beni çocukları gibi görüp, böyle düşünmüş olabilirler. Ama benim Halil Mutlu ile dostluğum da çok iyidir, hala da görüşürüm. Yıllarca beraber yarışmamıza rağmen ben kiloya girdiğim zaman bana hep destek verirdi. Ben de ona her zaman destek olmaya çalıştım. İkili ilişkimiz bir ağabey, kardeş olarak çok iyidir. Dediğim gibi bu tarz yorumlar duygusallıktan kaynaklanmış olabilir. Böylesi bir ayrımcılıkla karşılaşmadım.''

Gönlümüz Olimpiyatlarda Muhammed Furkan Özbek’ten yana

Artuç, Paris Olimpiyatları'nda halter branşında kota alan Muhammed Furkan Özbek'e ilişkin düşündüklerini şöyle ifade etti:

''Halterde sadece 1 kota aldık, o da erkeklerde Muhammed Furkan Özbek oldu. Rakipleri çok zor, fakat Muhammed Furkan Özbek de Türk halterinde gelmiş geçmiş en yetenekli sporculardan birisi. Hafife alınacak bir sporcu değil kendisi. Gönlümüz Muhammed Furkan Özbek’ten yana. İnşallah madalya alır ve ülkemizi en iyi şekilde temsil eder.''

Bütün gençlere profesyonel olsun ya da olmasın spor yapmalarını tavsiye eden Artuç, evde oturup telefonla vakit geçirmek yerine sporla uğraşmalarını istedi.

Sedat Artuç, halterin boy kısalttığına dair bir önyargı bulunduğunu, böyle bir şey olmadığını belirterek, ''Halter boy kısaltmaz, onu söyleyeyim. Belki benim boyum kısa olabilir ama bendeki tamamen genetik faktör. Ülkemizde 'halter boy kısaltıyor' diye bir önyargı var maalesef. Gençlere halter hakkında söyleyeceğim en önemli şey bu, halter boy kısaltmaz. Ama tabii ki sadece halter sporu yapacaklar diye bir şey yok. Yeteneklerini en azından bilsinler ve spora, sanata yönelsinler.'' diye konuştu.

Hibya Haber Ajansı